Filmlerde hep kötülük saçan bir karakter olarak tanıdığımız Erol Taş’ın aslında çok iyi bir baba olduğunu biliyor muydunuz?
Bu gün, 08:54

Eşi öldükten sonra üç kızını tek başına büyüten, kalbi sevgi dolu bir insandı o. Yeşilçam’ın en sert yüzlerinden biri olsa da, gerçek hayatta bambaşka bir Erol Taş vardı.
Erol Taş, 28 Şubat 1928 tarihinde Erzurum’un doğusundaki Çat ilçesinde dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte küçük yaşta İstanbul’a taşındı. Oyunculuk kariyerine başlamadan önce çeşitli işlerde çalıştı; boks yaptı, kahvecilik ve esnaflıkla uğraştı. Onun sinemayla tanışması tesadüfen oldu. Bir gün film setinde figüran olarak yer aldı ve karakter yapısı, güçlü yüz hatları, sert bakışlarıyla dikkat çekti. Yönetmenlerin ilgisini çekince Yeşilçam’ın “kötü adamı” olarak sinemada kendine sağlam bir yer edindi.
Erol Taş, 1950’lerden 1980’lere kadar yaklaşık 200’den fazla filmde rol aldı. Hemen her filminde acımasız ağa, zalim patron, kötü kalpli zengin ya da eli silahlı kabadayı rollerini canlandırdı. Fakat bu rollerin aksine, gerçek hayatta yumuşak huylu, yardımsever ve aile babası bir insandı. Özellikle eşi vefat ettikten sonra üç kızını büyük bir özveriyle tek başına büyüttü. Onun bu yönünü bilen çevresi, “Erol Taş filmde ne kadar kötüyse, hayatta o kadar iyiydi” derdi.
Sinemada unutulmaz hale gelen bazı filmleri arasında “Köroğlu”, “Yılanların Öcü”, “Bir Millet Uyanıyor”, “Tarkan” serisi ve “Kanlı Nigar” gibi yapımlar bulunur. Türk sinemasında kötü karakterin simgesi haline gelmiş olsa da, seyirciler onu nefretle değil, saygıyla hatırlamıştır.
Erol Taş, 8 Kasım 1998 tarihinde İstanbul’da hayata veda etti. Ölüm nedeni kalp krizi olarak kayıtlara geçti. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Kısacası, Erol Taş sadece Yeşilçam’ın “kötü adamı” değil, kalbi iyilik dolu, ailesine adanmış, güçlü bir baba figürüydü. Gerçek hayatında kimseye kötülüğü dokunmamış, sadece filmlerde kötü olmayı seçmiş bir efsaneydi.
Ganime bucak
TEREF

